Loading...

ATLETİZM BRANŞLARI


1.     Atletizm Branşları ve Kuralları



Koşular
Atletizmin bir dalı olan koşular, önceden belirlenmiş çeşitli mesafelerde koşularak rakiplere ve zamana karşı yapılan mücadeleyi ifade eder. Tüm koşular "kronometre" denilen zaman ölçüsü ile ölçülür.

Pist yarışları 6 bölümden oluşur:
a)Sürat
b)OrtaMesafe
c)UzunMesafe
d)Bayrak Koşuları
e)Engelli Koşuları
f)Hendek

Yol yarışları 4 bölümden oluşur:
a)Maraton
b)Yürüyüş
c)Kır
d)Sokak (Yol) Koşuları


PİST YARIŞLARI
Pist yarışları, genellikle 400 m'lik elips biçimli pistlerde yapılır. Yarışmalar 6 bölümden oluşur:

a) Sürat Koşuları:

Pist ve alan sporlarında; kısa mesafe atletlerinin bütün güçleriyle koşmasına dayanan, en süratli olanı belirleyen yarışlardır. Bir diğer ismi de kısa mesafe koşularıdır.

Sürat koşularının tümünde, oyun alanı olarak 400 m uzunluğundaki standart pist kullanılır.. Pistin bitiş çizgisi tüm yarışlar için aynıdır. Pist üzerinde 8 kulvar işaretlenerek, yarışmacıların birbirinden ayrılmaları sağlanmıştır. Sürat koşuları mesafelerine göre üç ana yarıştan oluşur:
1-100m.
2-200m.
3-400m. Koşusu

1 - 100 m Koşusu:

Sürat koşularının en kısası olup, tüm kuvvetin bir hamlede harcanmasını gerektirir. 100 m koşuları ana tribün önündeki virajsız düz parkurda koşulur. Her atlet kura ile belirlenen kendi kulvarında yarışır. İnsan hayatında önem taşıyan salise farkları 100 m koşularında çok önemli rol oynar.
2 - 200 m. Koşusu:
200 m koşusu, 100 m'nin devamıdır. Ancak 200 m atletleri ile 100 m atletleri arasındaki en önemli fark, nefes kapasiteleridir. 200 m'ci, başlangıçta 20 m'de bir nefes alır, sonlara doğru nefes alışı daha sıklaşır. Ayrıca 200 m'ciler, 100 m'cilerden daha yumuşak bir koşu tarzına gereksinim duyarlar. Bir de daha dayanıklı ve inatçı olmaları gereklidir.
3 - 400 m. Koşusu:
Bu koşuya sürat koşusu veya sprint (fırlayış) denilebilir. Bu koşular ilk kez 440 yarda olarak 20 yy. başlarında düzenlendi. 400 m, güçlü bir vücudun bile ancak teknikle koşabileceği bir mesafedir. Sürat koşucuları ve yarı mukavemet koşucuları, 400 m'yi başarıyla koşarlar. En iyi 400 m sonuçları, normal-ritmik bir şekilde nefes alındığı ve her 100 m'nin birbirine denk hızla koşulduğu zaman alınır. 400 m. koşuları virajlı pistlerde yapılır ve bu yarışlarda ilk çıkış çok önemlidir. Yarış kuralları ve kullanılan malzemeler diğer sürat koşularında olduğu gibidir.


b) Orta Mesafe Koşuları:
Orta mesafe koşuları, kısa mesafe koşuları ile uzun mesafe koşuları arasında sürat ve güç öğelerinin her ikisine de gereksinim duyulan yarışlardır. Günümüzde büyük bir gelişme gösteren ve baştan sona süratle koşulmaya başlayan orta mesafe koşularının bir diğer adı da "Uzun Sürat Koşuları"dır.
Sürat koşularından farklılığı, son anda hızlanmaya olanak verecek bir tempoyla koşulmasıdır.
Orta mesafe koşuları mesafelerine göre ikiye ayrılır:
1-800m.
2-1500m. koşusu
 
 
c) Uzun Mesafe Koşuları: Uzun mesafe koşuları, varışta atağa kalkmanın orta mesafede olduğu kadar önem taşımadığı, her şeyin tempoya bağlı olduğu son derece sağlam bir yapı isteyen koşulardır.
Uzun mesafe koşularında da stil ve nefes çok önemlidir. 2 m'de bir nefes alınıp verilir. Adımlar kısa ama daha serbest olup, ayaklar yere tabanla basar. Adımlar makineleşmiş bir tempoyla atıldığı için, bir diğer adı da "Araba Koşusu"dur.
d) Bayrak Koşuları:
Takımların 30 cm boyundaki tahta veya metal bir sopayı (stafeti), elden ele geçirerek ve sırayla koşarak yaptıkları yarışlardır. Takımlar 4 atletten oluşur.
Eski Yunan'da ellerinde bir meşale ile yapılan bayrak koşuları, 1895 yılında ilk kez atletizm yarışmalarında yer almıştır. Günümüzde 4'er kişilik takımlar halinde çeşitli mesafelerde koşulmaktadır. Yalnız Balkan ülkeleri arasında yapılmış ve adı "Balkan Bayrak" olarak kalmıştır. Dörder atlet arasında 800 m, 400 m, 200 m ve 100 m koşulan bir türü daha vardır. Ayrıca bir zamanlar yurdumuzda bir hayli yaygın olan "İsveç Bayrak Koşusu" da bir diğer bayrak yarış türüdür. Bunların mesafeleri de 400, 300, 200 ve 100 m'dir.

e) Engelli Koşular:

Eşit aralıklarla yerleştirilmiş engelleri aşarak, koşmaya dayanan hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Engelli koşu 19. yy'da İngiltere'de ortaya çıkmıştır. 1920'lerde bayanlar da bu sporu yapmaya başlamıştır. 1935'te ağır ve ters çevrilmiş T biçimindeki engel yerine, L biçimindeki engellerin kullanılmaya başlaması, engelli koşuların en önemli gelişmesi sayılır.
Uluslararası Amatör Federasyonu (IAAF)'nin kararına göre engelli yarış mesafeleri dörde ayrılır. Buna göre:
1-100m. Engelli Bayanlar
2-110m. Engelli Erkekler
3-200m. Engelli Erkekler
4-400m.Engelli Erkekler


f)Engelli / Hendekli:
Olimpik hendekli koşusu 3000 metre koşulan ve erkekler arasında yapılan bir yarışmadır.
Hendek yarışının parkurunda 28'i kuru, 7'si sulu 35 engel bulunur. Yarışmacılar engellerin üzerine basıp geçebilirler ya da atlayabilirler.
YOL YARIŞLARI


a) Maraton:

Atletizmde en uzun mesafeli (42.195 m), sert tabanlı yollarda gidiş dönüş olarak yapılan mukavemet koşusudur. Adını eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'ndan aldı. İlk kez 1896'da düzenlenen Atina Olimpiyat Oyunları'nda koşuldu, 1924 yılında 42.195 m olması benimsendi.

b) Yürüyüş:
Bir spor dalı olarak yürüyüş, adımların zeminle temasını kaybetmeden hızla ilerlemeye dayanan, Olimpiyat Oyunları'nda yer alan, hafif atletizm dalında bir spordur. Yürümek ile yürüyüşü birbirine karıştırmamak gerekir. Yürüyüş başlı başına bir spor olup, kuralları, tekniği ve taktiği olan, karın adelelerinin yardımıyla ayaklar ve bacaklarla yapılan, kollarla dengelendirilen bir ilerleme hareketidir. Yürüyüş sporu ilk kez 1867 yılında İngiltere'de yapılmış, 1908 yılında 16.090 m olan mesafe daha sonra 10 km'ye inmiştir.

c) Kır Koşuşu:
Kırsal alanlarda inişli-çıkışlı toprak üzerinde yapılan uzun mesafe koşusudur. Kros olarak da bilinir. İlk uluslar arası yarışma Fransa ile İngiltere arasında 1898'de yapılmıştır. 1903 yılında İngiltere, İrlanda ve İskoçya'nın katılımı ile başlayan şampiyonaya daha sonra diğer ülkeler de katılmıştır.
d) Yol Koşusu:
Kış koşularının değişik bir türü olup, şehir içindeki ana cadde ve sokaklarda koşulur. Türkiye'de ilk kez 1922 yılında Fatih ile Harbiye arasında koşuldu. Şehir trafiğinin yoğunlaşması bu koşulara olan ilgiyi azaltmasına karşın, Ankara'da yapılan 2000 yılında 65'incisi. düzenlenen "Büyük Atatürk Koşusu", 10 bin 500 m'lik bir sokak koşusu olarak yapılmaya devam etmektedir. Ayrıca Hürriyet gazetesi tarafından düzenlenen "Dedeler Yarışı" da, 1980 yılından beri bir sokak koşusu olarak sürdürülmektedir. (50-55, 56-60, 61-65 ve 66 ve daha üstü yaş gruplarında). Bir diğer sokak yarışı da Asya - Avrupa Maratonu ile yapılan halk koşusudur.
ATMALAR

Atletizmin bir dalı olan atmalar, mesafeye karşı yapılan bir alan sporudur. Gülle ve cirit düz olarak ileri atılırken, disk ve çekiç atışlarında atlet bir dönüşü takiben atışını tamamlar. Bütün atma yarışmaları bir daire arkasından yapılır. Atışlar, daha önceden işaretlenmiş "sektör" adı verilen alana düşmelidir. Atmalar 4 bölümden oluşur:
1-Gülle
2-Cirit
3-Disk
4-Çekiç Atma

a) Gülle Atma:
Metalden yapılmış, küre biçimindeki güllenin, erkekler ve bayanlar tarafından omuz hizasından en uzak mesafeye atılmasını içeren, hafif bir atletizm spor dalıdır. Eski Yunanlılar'da ve Olimpiyatlarda gülle yerine 6.5 kg ağırlığında taş veya metal parçalar ile atış yarışmaları yapıldı. Taş yerine gülle ilk kez İngilizler tarafından kullanıldı. Gülle, 1896'dan itibaren modern Olimpiyat Oyunları'nda yer aldı.
b) Cirit Atma:
Cirit ağaçtan veya metalden yapılan bir mızrağın hız alınarak koşulup, atılmasını içeren hafif bir atletizm spor dalıdır. Antik Çağ'da Yunan Olimpiyatları'nda Pentatlon yarışmalarında oynanmaya başladı. İlk uluslar arası yarışma 1896'da İsveç'te düzenlendi. 1908'de modern Olimpiyat Oyunları'na dahil edildi. Bayanlar cirit yarışlarına 1932'de alındı.

c) Disk Atma:
Yuvarlak yassı bir ağırlığın fırlatılmasına dayanan, hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Disk atıcılığı atletik olaylar arasında en eski spor dalıdır. Eski Yunan şairi Homeros, yapıtlarında sık sık disk atmaya yer vermişti, M.Ö 5 yy'da Yunanlı heykelci Myron'da yaptığı ünlü "Diskobolos" heykelinde disk atmayı canlandırmıştı.
d) Çekiç atma:
İki elle tutulan küresel ağırlığın, bir daire içinden dönerek ve hız alınarak, karşıya fırlatıldığı alan sporudur.Çekiç atmanın başlangıcı M.Ö 2000 yıllarında İrlanda'da düzenlenen "Tailteann Gomes" oyunlarına dayanır. Bu oyunlarda, dingilinden tutularak fırlatılan tekerleğin yerini daha sonra tahta bir tutacağın ucuna bağlanan büyük kaya parçaları aldı. 1866'dan itibaren İngiltere, İrlanda ve İskoçya'da 1900'den itibaren ise Olimpiyat Oyunları'nda yer aldı. Türkiye'ye 1950 yılında girdi, 1970'li yıllardan itibaren gelişti.